Yakutiye Masaj Salonu
Yakutiye Masaj Salonu
Yakutiye Masaj Salonu Fakat e-maili gönderen kimse ikinci satırı değiştirmişti. “Bunu, karanlıkta seni bekleyeni görmek için kullanabilirsin.” Nefes Al T^ ravo sana Arkwright. Bir randevunun içine nasıl edilir, iyi U biliyorsun. Julius evinin garaj girişine gelip cipini park etti. Peşinden motoru susturup Grace Elland’ın gizemini ve oturduğu karanlık taş evi düşünmeye başladı. Mütevazı bir evdi ama sadece biroldukça neslin yaşanmışlıklarının verebileceği bir sıcaklıkla kaplanmış gibiydi sanki.
Nefis bir göl manzarası ve yemyeşil bir bahçe şeklinde birkaç tatlı sürpriz de barındırıyordu tabii. İnsan bu şekilde bir evde yaşamının sonuna kadar mutlu olabilirdi. Grace Elland da insanı şaşırtacak sürprizlerle doluydu. Zeki bir insanoğlunun böyle “pozitif yönde düşüncenin ve olumlamanın gücü” şeklinde saçmalıklara hakkaten inanacağını aklı kesmiyordu bir türlü. İşini yapmak başka bir şeydi. Bir yaşam koçunun yanında çalıştığı için onu suçlamıyordu elbette. Sonuçta iş işti. Yapman ihtiyaç duyulan her neyse onu yaparsın diye düşünüyordu.
Yakutiye Masaj Salonu
Yakutiye Masaj Salonu Grace’in yaptığı işin doğası bir yana çalışkanlığına ve yeteneklerine hayran kalmıştı. Ama bu gece Grace’in, Witherspoon Way fantezisine gönülden J ayne Ann Krentz inanıp kandığı izlenimine tutulmuştı. Pozitif enerjinin dünyadaki iyiliklerin sebebi olan bir güç olduğuna gerçekten inanıyordu. Ya bütün bunlara hakikaten inanıyordu yahut yaşamında gördüğü en usta üçkâğıtçılardan biriydi ki yaptığı işte oldukca yetenekli üçkâğıtçılardan bazılarını tanıma fırsatı olmuştu.
Zihninde Grace’e dair izlenimlerini gözden geçirdi. Biraz ufak tefek bir kadındı. Bu gece giydirilmiş olduğu abartılı yüksek topuklu ve seksi ayakkabılara karşın boyu Julius’un omuzlarını biraz geçebilmişti. Fakat bir dansçı benzer biçimde hafifçe ve zarif bir halde hareket ederken hem de bir o kadar da güçlü görünüyordu. Onu cipin koltuğuna oturtmak için kaldırdığında hissetmişti bu kadınsı gücü. Onu kollarına aldığı o kısacık an, şimdi duyularını harekete geçirdi. Bu gece muhtemelen boyunu uzun göstermek amacıyla başının üzerinde topuz yaptığı yıllanmış bir viski rengindeki saçları kehribar yeşil karışımı gözlerini öne çıkarmıştı. Yeşil gözlerini Julius’a çevirdiğinde onun ya da başkalarının görmesini istemediği, bütün dünyadan sakladığı şeyleri görüyormuş gibi huzursuz bir duygu kaplıyordu içini.
Son yorumlar